isyanı sonrasında ailece Bilecik'te oturmaya mecbur edildi. Bu göçün altıncı ayında annesini yitirdi.
İlkokulu okumak için İstanbul'daki amcasının yanına geldi. Beyoğlu 37. İlkokulu'nda öğrenimine başladı. Bilecik Ortaokulu'nu bitirdi (1947). Parasız yatılı sınavını kazanarak lise öğrenimi için İstanbul'a geldi. 1950 yılında Haydarpaşa Lisesi'ni, 1954 yılında da Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi.
Evlendi. Eskişehir vergi memurluğuna atandı. Altı ay sonra müfettişlik sınavını kazandı, İstanbul'a taşındı. Bir süre Paris'te kaldı. Dönüşünde Maliye Müfettiş Yardımcılığı yaptı (1955-1958). 1957'de, babasını trafik kazasında kaybetti. Görevini Maliye Müfettişi olarak sürdürdü. 1965'te maliye müfettişliğinden istifa etti.1965-1971 yılları arasında yayıncılıkla uğraşan ve çok sayıda kitap tercüme eden Cemal Süreyya, "Papirüs" adlı dergiyi çıkardı.
Ağustos 1960'tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini Haziran 1966- Mayıs 1970 arası 47, 1980-1981 arası iki sayı daha çıkardı. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık,Saçak, Yazko Somut, 2000'e Doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı.
İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya'nın ilk şiiri "Şarkısı Beyaz" Mülkiye dergisinin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Geleneğe karşı olmasına rağmen geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisiydi. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile, duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle ikinci yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir. Ölümünden sonra adına bir şiir ödülü düzenlendi. 1997'de de Cemal Süreya arşivi yayımlandı.
Cemal Süreya 38 sürgününü bir şiirinde şöyle anlatıyordu.
"Bizi kamyona doldurdular,
Tüfekli iki erin nezaretinde,
Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular,
Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar,
Tarih öncesi köpekler havlıyordu. "
Süreya'nın üvey kızı Gonca Uslu'nun aktardığına göre iddiaya girmeyi çok seven şair arkadaşıyla bir telefon numarası üzerine iddiaya girmiş, kaybederse soyadındaki "y" harfinden birini sildireceğini söylemiş. İddiayı kaybetmiş ve Süreyya olan soyadını Süreya olarak değiştirmiş"Süreya" soyadı ilk kez 1956 yılında yayımlanan "Elma" şiirinde görüldü.
Duygularının seyrine kapılıp, "Gitti gider yüreğim" misali yaşamıştır. Şiirleri de böyledir. Bir mısrada, bir dünya duyguyu, bir destanı damıtmıştır. Onun bir mısrasına takılıp; aşkı, hayatı, hüznü, yaşanmışlığı anlayabilir insan. Nasılsa aşkları öyledir hayatı. Düz yazıları, eleştiri yazıları, mektupları ve çocuk yazıları vardır Cemal Süreyya'nın. En çok çocuklar için yazdığı yazılarda kendisini ele verir. İçinde cıvıl cıvıl bir çocuk vardır. Ve bu çocuğun beyninin bütün kapıları dünyaya açıktır.
Cemal Süreyya zamansız aramızdan ayrılan çok duyarlı bir şairdi. 9 Ocak 1990'da öldü.
İlayda ŞEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder